Indigo antik bir boya olup ve M.Ö. 3. binyıldan itibaren çivit otu veya Indigofera'dan elde edilmiştir. Ancak erken dönemlerinde çivit otundan eldesi ile ilgili daha çok kanıt vardır.
M.Ö. 2400 yıllarına ait Mısır keten mumya bezlerinin sınırlarında bulunan mavi çizgiler önemli bir örnektir. Çeşitli kaynaklar, mavi boyalı eski keten kumaşların indigo ile boyalı olma ihtimalinin yüksek olduğunu iddia ediyor; çünkü indigo'nun keten boyamada daha iyi olduğu düşünülüyor. Uzun yıllardan beri bir boyarmadde olarak, keten boyamada indigofera bitkisinden ve çivit otundan elde edilen boyarmaddeler kullanılmıştır. Gerçek şu ki, antik mavi tekstillerin, her iki bitkiden elde edilen boyarmaddelerle boyanması sonucunda boya kalitesi ve karakteristiği arasında ciddi bir fark bulunmamaktadır ve ayırt edilmesi zordur.
Bir başka örnek, Mezopotamya'da bulunan M.Ö. 600 yılına ait çivi yazılı bir tablettir ve yünü tekrar tekrar batırıp havalandırarak yün mavisini boyamak için bir reçeteyi barındırır. Mısır ve Mezopotamya çivit otu açısından geniş alanlara sahip olan Anadolu’ya yakın olduğu için, muhtemelen mavi boyanın Indigofera'dan ziyade çivit otundan geldiği muhtemeldir.
Indigofera'dan gelen indigo'nun en erken örneği, muhtemelen Harappan Uygarlığı olarak da bilinen Bronz Çağ Indus Vadisi Uygarlığı'ndan (M.Ö. 3300 - 1300) gelir. Bu bilinen en eski uygarlıktır ve 5 milyondan fazla nüfusu ulaşmıştır. Rojdi kasabası (M.Ö. 2500-1700) şimdi Gujarat'daki bölgesel merkezdi. Kazı yapıldığında arkeologlar, yeryüzünden indigofera cinsinden en az 4 farklı türün tohumlarını kurtardı. Arkeologlar, Harappan Uygarlığının başka bir kasabası olan Mohenjo-Daro'dan (bugünkü Larkana ilçesi, Sindt, Pakistan) M.Ö. 1750 yılına tarihlenen zaman dilimine ait mavi boyalı kumaşlardan da bulup kurtardılar.
Hindistan'da en az 50 farklı İndigofera türü gelişiyor. Kuzeybatı bölgesinde, indigo köylü üreticiler tarafından yüzyıllarca küçük kek haline getirildi. Ticaret yollarıyla ihraç edildi ve Avrupa'ya ulaştı. Rumlar ve Romalılar (M.Ö. 300 - MS 400), mineral kökenli olduğunu düşündükleri az miktarda mavi pigmente sahip bu sert blokları lüks bir ürün olarak gördüler ve boyalar, ilaçlar ve kozmetik için kullandılar.
Yunanlılar, bu mavi pigmenti 'Hindistan' anlamına gelen 'indikon' olarak adlandırdılar ve bu kelime İngilizcede indigo haline geldi. Boya için bir diğer eski terim de Sanskritçe koyu mavi anlamına gelen ve Arapça mavi anlamına gelen “al-nil” den esinlenerek türetilen “'nili” dir. Bu sözcük anil olarak İspanyolca ‘ya girmiş ve daha sonra Orta ve Güney Amerika'ya gidip indigoya atıfta bulundu. İngilizce anilin sözcüğü anil’den türemiştir ve sentetik boyaların bir sınıfını tanımlamak için kullanılır.
1200'lerin sonlarında Marco Polo, gezileri sırasında Asya'ya geri döndü ve indigo'nun bir mineral olmadığını, aslında bitkilerden elde edildiğini açıkladı. O zamanlar Avrupa'da küçük miktarlarda indigo boyarmaddesi bulunuyordu, ancak uzun nakliye güzergâhı ve bu güzergâh boyunca tüccarlar tarafından uygulanan vergi nedeniyle çok pahalıydı. Yerel olarak yetiştirilen Çivit, o sırada Avrupa'da kullanılan ana mavi boyaydı.
15. yüzyılın sonlarına doğru Vasco da Gama, Çin'e bir deniz yolu keşfetti ve indigo'nun doğrudan ithal edilmesini sağladı. Hindistan'da büyük çaplı indigo yetiştiriciliği başladı ve 1600'lü yıllarda büyük miktarda indigo, Avrupa'ya ihraç edildi. İndigo maliyeti önemli ölçüde düştü ve 17. yüzyılın sonunda Avrupa'da neredeyse Çivit’in yerini tamamen aldı. Indigo, ideal bir ticaret emtiası olduğu için genellikle Blue Gold olarak anılmıştır; yüksek değerli, kompakt ve uzun ömürlüdür.
Sentetik Indigo
19. yüzyılda, doğal indigo üretimi artık giyim endüstrisinin taleplerini karşılayamadı ve sentetik indigo araştırmaları başladı. 1865'te Alman kimyageri Adolf Von Baeyer, indigo sentezi üzerinde çalışmaya başladı ve 1897'de sentetik indigo sentezlendi. 1905'te Baeyer, indigo da dahil olmak üzere organik boyalar üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle Kimya'daki Nobel ödülünü kazandı.
Sentetik indigo piyasaya çıktığında doğal indigo üretimi; 19.000 tondu ve 7000 kilometrekarelik bir alanı (Galler alanının üçte biri) ağırlıklı olarak Hindistan'da indigo üretmeye adamıştı. Çok daha ucuz sentetik indigo hızlı bir şekilde ticari boyama için doğal indigo'nun yerine geçti ve 1914 doğal indigo üretimi 1000 tona geriledi.
Günümüzde hemen hemen tüm ticari boyahaneler sentetik indigo kullanıyor. 2002'de sentetik indigo üretimi 17.000 tona ulaştı. Şu anki doğal indigo üretimi bu boya talebi ile baş edemedi. Bununla birlikte, çevresel kaygılar, doğal ve sürdürülebilir boyalar için artan bir talep, doğal indigo üretiminin yeniden canlanmasına neden olabilir.
geri